15 Temmuz 2016 gecesi, Türk milletinin hayallerini, umutlarını ve geleceğini hedef alan bir darbe girişimi, birçok gencin hayatını geri döndürülemez şekilde değiştirdi. Bu gece yaşananlardan biri de 23 yaşındaki Yunus Uğur'un trajik hikayesiydi. Mutlu bir düğün hazırlığı içerisinde olan Yunus, geleceğinin parıldadığı bir dönemde, ülkesinin özlemle beklediği demokrasi için canını feda etti. Bizler, onun hikayesini ve Türkiye’nin bu karanlık gecesindeki kahramanlıklarını unutmamalıyız. İşte, şehidimiz Yunus Uğur’un hayatı, hayalleri ve ardında bıraktıkları...
Yunus Uğur, 1993 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Aile içinde sevgi ve dayanışma dolu bir ortamda büyüyen Uğur, genç yaşında hayalini kurduğu bir ilişkiye adım atmak üzereydi. 15 Temmuz günü, nişanlısı ile birlikte düğün hazırlıkları yapıyor, yeni bir hayata başlamanın heyecanını yaşıyordu. Düğün tarihi belirlendiğinde, sevdikleriyle birlikte mutluluğu paylaşmak için sabırsızlanıyordu. Hayatının belki de en güzel günlerinden birine adım atmak üzereyken, ülkesinin karanlık bir tuzağın hedefi olması, hayatına son veren bir durum haline geldi. Bu gece, kalabalıklar arasında büyük bir coşku ve sevgi ile planlar yaparken, beklenmedik bir şekilde teröristlerin girişimiyle hayatı sonlandı. O gece, sadece Yunus'un hayatı değil, birçok aile ve birey de bu acımasız saldırı sonucunda içlerindeki umutları kaybetti.
15 Temmuz gecesi, sokağa çıkan vatandaşlar, ülkesinin kaderine sahip çıkmak için canlarını hiçe sayarak direnişe katıldılar. Yunus Uğur da bu cesur yüreklerden biriydi. Darbe girişimi sırasında, henüz hayatının baharında olmasına rağmen, direnme iradesi gösterdi. Ülkesi için yaptığı bu fedakarlık, onu sadece sevdiklerinin değil, tüm milletin kalbinde bir kahraman yaptı. Çok geçmeden, kalabalığın arasından yükselen silah sesleri, ülkenin dört bir yanını sarhoş etmiş ve her yaştan insanı aynı davada birleşmeye zorlamıştı. Yunus, arkadaşları ve diğer vatandaşlarla birlikte darbecilere karşı durmaya çalışırken, ne yazık ki hain kurşunlar onun hayatına son verdi.
Yunus Uğur’un hikayesi, yalnızca bir kişinin hayatının sona ermesi değil, aynı zamanda Türk halkının birlikteliği ve direnişinin simgesi haline geldi. Bugün geriye baktığımızda, onun bıraktığı izlerin, cesaretin ve kahramanlığın önemini bir kez daha hatırlıyoruz. Ülkesinin yanındayken gösterdiği cesaret, sadece aile bireyleri tarafından değil, tüm toplum tarafından saygı görmeye devam ediyor.
Yunus Uğur, ardında derin bir acı bıraksa da, yaşadığı hayatın anıları, değerleri ve mesajları, bizlerin geleceğini inşa ederken hatırlaması gereken önemli unsurlardır. Bugün onun ismi, sadece kendi ailesinin değil, tüm vatanseverlerin kalplerinde birer anı olarak kalmaya devam ediyor. Ülkenin her bir ferdinin unutulmaması gereken bir ders var: Birlik içinde olmak, dayanışma ve cesaret, her zaman en karanlık anlardan aydınlık bir çıkış yolu bulmamızı sağlayacaktır.
Şehidimiz Yunus Uğur’un hayatına dair yapılan anmalar ve etkinlikler, yalnızca anısını yaşatmakla kalmayıp, Türk toplumunun dayanışmasını ve birlikteliğini de pekiştirmektedir. Onun yaşama sevinci ve sahip olduğu değerler, gelecek nesillere aktarılması gereken bir mirastır. Ülkemiz için canını feda eden tüm şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyor, Yunus Uğur’un aziz hatırasını kalbimizde yaşatmaya karar veriyoruz.